19 Mart 2024 Salı
Oturumda ilk olarak konuşan ve Çanakkale Savaşları açısından da oldukça önemli olan Şark meselesi hakkında önemli bilgiler veren Üniversitemiz Bulancak Kadir Karabaş Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Müdürümüz ve Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oktay Karaman, “Bugün çok anlamlı bir gündeyiz. Çanakkale Zaferi’nin 109. yıl dönümünü ve şehitlerimizi anıyoruz. Gerçekten Türk tarihinin en önemli tarihlerinden birisidir Çanakkale. Bugün Çanakkale’yi, 1. Dünya Savaşı’nı ve hatta günümüze kadar pek çok olayı etkileyen Şark meselesinden bahsedeceğim sizlere. Çünkü bu meselenin odak noktası biziz, yani Türkler ve İslam Dünyası. Dolayısıyla tüm Batı’nın, Hristiyan Avrupa’nın yaptıklarına baktığımızda bu Şark meselesini görmekteyiz. Şark meselesi dediğimiz aslında günümüz Türkçesiyle Doğu sorunu olarak söylemek mümkündür. İlk defa literatüre 1815’de Viyana Kongresi’nde giriyor. Napolyon Savaşları’ndan sonra allak bullak olan Avrupa siyasi haritasını toparlamak isteyen Hristiyan Avrupa bir araya gelmiş ve bu kongrede bir de çözülmesi gerektiğine inandıkları Doğu sorununu da gündeme getirmişlerdir. 1. Dünya Savaşı’nda Çanakkale’de gerçek anlamda bir destan yazdık. Buradaki mücadele dünya savaşının genelini ilgilendiren bir mücadeleydi. Ancak bu mücadeleye rağmen 1. Dünya Savaşı sonunda 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi ile Osmanlı devleti yenik sayılıyor ve bu ateşkes sonunda imzalanan nihai antlaşma Sevr Antlaşması. Bunu çok önemsememiz gerekiyor çünkü bu antlaşma Hristiyan Batı için çok önemli bir semboldür ve bunu Türklere kabul ettirmeye yemin etmişlerdir. Bu antlaşmanın yürürlüğe girmemesinin tek sebebi Gazi Mustafa Kemal Paşa önderliğinde bir mücadelenin başlaması ve bu mücadelenin başarıyla sonuçlanmasıdır. Biz bu sayede bu antlaşmayı çöp kutusuna attık ancak Hristiyan Avrupa hiçbir zaman bunu çöp kutusuna atmadı. Cumhuriyet kurulduktan sonra Şark meselesi de durmamıştır. Cumhuriyet dönemini incelediğimizde devam ettiğini de görmek mümkündür. 1923-1938 yılları arasında bu meselenin çözümü noktasından Avrupa’nın bir arpa boyu yol kat edemediğini görmekteyiz. Çünkü emperyalist Avrupa’yı iyi tanıyan bir lider Mustafa Kemal Atatürk vardı. Burada bize düşen temel olay bu Çanakkale ruhunu ebediyen muhafaza etmek ve her ne olursa olsun gelecek nesillere aktarmaktır. Bu ruh sayesinde daima güçlü bir devlet olarak kalacağımıza inanıyorum.” ifadelerine yer verdi.